Otomobil tarihine nitelikli bir seyahat!

Birçok müze görmüş olabilirsiniz ama Key Museum kadar koleksiyonerlik ruhunu iyi yansıtan, gezerken otomobil ve motosiklet tutkusunu size yaşatan mekan sayısı azdır; en azından Türkiye sınırları içerisinde… Stutgart’ta Mercedes ve Porsche, Michigan Dearborn’da Henry Ford, Nagoya’da Toyota, Münih’te BMW, Torino’da Fiat ve daha birçok üreticinin iddialı müzeleri tabi ki istisna!

Otomobil tarihine nitelikli bir seyahat!

M. UMUT DENİZLİ

Otomobil yarışları ve uzun yıllara dayanan BMW bayi ağı geçmişleri ile tanınan Murat ve Selim Özgörkey’in koleksiyonları ile kurulan Key otomobil müzesi, İzmir Torbalı’da Ege’nin pozitif atmosferini de arkasına almış durumda. 

2015 yılında 7 bin metrekarelik alanda kurulan müze, her ne kadar klasik otomobil müzesi gibi algılansa da “nitelikli otomobil müzesi” gibi yeni bir ifadeyi daha fazla hakediyor. Neler var bu müzede derseniz; Ford, Cadillac, Buick, Lincoln, Chevrolet, Jeep, Harley Davidson gibi Amerikan, Jaguar, Rolls Royce, Aston Martin, Mini, Triumph gibi İngiliz; BMW, Mercedes, Porsche gibi Alman; Ferrari, Lamborghini gibi İtalyan, Renault, Citroen gibi Fransız markaların tarihine ve başarılarına ışık tutan modeller ışıltılı halleriyle ziyaretçilerin gözlerini kamaştırıyor. 

Maskotlar, model arabalar, Batmobile ve Batcycle gibi Batman serisi tutkunlarının yakından tanıdığı araçlar ve ilgi çekici farklı koleksiyonları da Key Museum’da görebilirsiniz. 

Müze bünyesinde bulunan restorasyan atölyesi sayesinde “nitelikli” her tarihi değere sahip aracı sıfırdan yeniden ele alıp yüksek kondisyonlu ve çalışır duruma getiriyor. 

Müzenin ana koleksiyonunda 76 otomobil ve 40 motosiklet 2 binden fazla 1/8 ve 1/12 ölçekli maket araba ile 300’den fazla maskot logo yer alıyor. 

Müzede özgün bir otomobil temalı eşarp koleksiyonu da sergileniyor. Bu eşarplar, otomotiv dünyasının tarihini ve ikonik modellerini yansıtan desen ve motiflerle süslenmiş. 1900’lü yılların başından 1960’lara kadar orijinal ekipmanlarla donatılmış olan Shell Benzin istasyonu da bulunuyor. 

MUTLAKA GÖRÜLMESİ GEREKEN EFSANE OTOMOBİLLER

CADILLAC ELDORADO: 1952 yılında 50. üretim yılını kutlayan Cadillac, “Golden Anniversary” sloganıyla “Eldorado” serisinin ilk otomobilini tanıttı. İlk kez 1952 yılında konsept olarak tasarlanan Eldorado, 1953 yılında, hem görüntüsüyle hem de performansıyla sıra dışı, ultra lüks otomobil olarak 532 adetlik sınırlı sayısı ile üretilmeye başlandı. 1955 yılı, daha önce kullanılan standart motordan daha güçlü olan yeni motoru da beraberinde getirdi. Cadillac Eldorado, gelişen performansı ve gösterişli gövdesinin yanı sıra iç mekanın konforuyla da muhteşemdi. Krallar, kraliçeler, devlet başkanları ve dünyaca ünlü yıldızlar tarafından da tercih edilip her geçen gün ününe ün katmış, Marlene Dietrich, Elvis Presley, Salvador Dali gibi isimlerin birden fazla satın aldığı Eldorado otomobiller ile dikkat çekmiştir. 

BMW M3 : E30 M3’ün asıl üretim sebebi, BMW’nin Group A yarışlarına katılmak istemesiydi. Ancak Group A’da yarışacak M3’ün, yasal mevzuata uygunluğunun tescili için 1 senede 5000 adet üretilmesi gerekiyordu. Yani otomobil, hem günlük kullanımda kilometrelerce sorunsuz gitmeli hem de pistte yüksek performans sergilemeliydi. 1986 yılında, ilk M3 modeli satışa sunuldu. 

BMW tarihine iz bırakmış modellerden biri de hiç şüphesiz ki 1991-1999 yılları arasında dört farklı kasa tipiyle üretilmiş olan E36 M3’tür. E36 M3 ve E30 M3 arasındaki en önemli fark ise otomobilde kullanılan 6 silindirli güçlü motordu. Performans özellikleri 1990’lı yılların çok ötesinde olan E36 M3, 0’dan 100 kilometre hıza 5.6 saniyede çıkabiliyordu. İkinci nesil M3, üretimin bittiği 1999 yılına kadar, 71,242 adet üretildi ve yerini E46’ya bıraktı. 2000 yılında tanıtılan E46 M3’te 3.2 litre hacimli sıralı 6 silindirli motor 343 beygir güç üretebiliyordu. 

 

JAGUAR E-TYPE; Lüks otomobillerin yerini spor otomobillere bıraktığı, yolculuğun seyahat etmekten çok bir kültüre dönüştüğü 60’lı yılların başı, oldukça cesur modellerin de doğduğu bir dönemdi. E-Type, Le Mans yarışlarını üç yıl üst üste kazanan Jaguar D-Type yarış otomobilinin temelinde geliştirildi. Ferrari’nin yaratıcısı Enzo Ferrari’nin bile “Üretilmiş en güzel otomobil” olarak gördüğü E-Type, İngiliz otomotiv endüstrisinin şaheserlerinden biridir. Görüntüsü ve performansıyla her zaman büyüleyen E-Type, yalnızca üretildiği dönemin değil; hem otomobil hem de Jaguar tarihinin en ikonik otomobillerinden biri oldu.

CHEVROLET IMPALA 1966; Chevrolet, Impala serisini 1950'lerin sonlarına doğru Amerikan halkının günlük hayatta kullanımı için dizayn etti. İlk model yılını 1958’de başlatan Impala, Amerika'nın da tarihi araçlarından biri olarak yıllar geçtikçe birçok farklı stille dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Müzede sergilenen 1966 model Impala’nın V8 Turbo-Jet. 7.0 litre motoru, 390 HP güç üretebiliyor ve bu güç ile otomobili yalnızca 6.6 saniyede 100km/h hıza ulaştırırken, maksimum 205km/h hıza çıkmasına da imkan sağlıyor. 

LAMBORGHİNİ DİABLO: Lamborghini 1985 yılında, efsanevi Countach’ın üretimi devam ederken yeni bir otomobil için çalışmalara başladı. Beş yıl sonra Countach’ın yerini alacak olan model hazırdı; Marka tarihinde 320 km/s hızı deviren ilk otomobil olan Diablo, günümüzde de çoğu spor otomobille yarışacak kadar iddialı verilere sahip.

LAMBORGHINI COUNTACH: Lamborghini Countach’ın üretimine, tanıtımından 3 yıl sonra, 1974 yılında geçildi. Yoğun bir işçilik ile üretilen otomobiller, iddialı tasarımının yanı sıra teknolojik gelişmişliğiyle de öne çıkmıştı. Countach modelinin en göze çarpan özelliği, yukarı doğru açılan “makas” kapılarıydı. Bu otomobil ile yukarı açılan kapılar artık “Lamborghini kapı” olarak anılmaya başladı. Modelin en büyük dezavantajı ise geri görüş açısının neredeyse olmamasıydı. 

 

MERCEDES SL: Mercedes – Benz, II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadığı duraksamanın ardından, yeni bir spor otomobil ile başarılı bir geri dönüş yapmak ve markanın yıldızını yeniden parlatmak istedi. Hamlenin adı, efsanevi SL modeliydi. 1952 yılında, W194 kodu ile yarış otomobili olarak sunulan 300 SL’de 300 sayısı; 3.0 litrelik motor hacmini, SL harfleri ise spor-hafif anlamına gelen “Sport-Licht” kelimelerini ifade ediyordu. İlk kez bir otomobilin kapıları yukarıya doğru açılıyordu ve böylece “Gullwing/Martı Kanat” stili ortaya çıkıyordu. 190 SL versiyonu ise 300 SL’in şık tasarımını kullanmış fakat Gullwing kapılar yerine alışılagelmiş kapılara sahip bir roadster gövde tipindeydi. 

 

ROLLSROYCE: Müzede en dikkat çeken modeller arasında şüphesiz Rolls-Royce modelleri bulunuyor. Daha 1907 yılında Rolls-Royce “Dünyanın En İyi Otomobili” unvanını almıştı. Silver Ghost, Twenty Serisi, Phantom modeli (güncel olarak Phantom VIII var) gibi serilerle Rolls Royce el işçiliği üretimle hep farklı bir konuma ulaştı. Bir otomobilin üretilmesi yaklaşık olarak 420 saat sürüyor, her bir otomobilin otomobilin iç ve dış dizaynı itina ile kusursuz hale getiriliyordu. 1960’lı yıllarda dünyanın en ünlü isimleri Rolls Royce marka bir otomobile sahipti. Rolls Royce artık bir statü göstergesiydi. 

FERRARİ 308: (KURŞUNİ) İtalyan otomobil efsanesi mutlaka Ferrari ile şekillenir! 308 adını taşıyan ilk Ferrari, 308 GTB/GTS’ler değil Dino 308 GT4 olmuştu. Otomobil, Dino "308" GT4 ile aynı adı taşıyordu fakat dört kişilik değil, iki kişilikti; Dino 246 GT'nin devamıydı ancak Dino adını taşımıyordu.

FERRARİ 348 : (SARI) Ferrari 348 (Tip F119), 328 modelinin yerine geçen, 1989'daki ilk çıkışında otomobil dünyasında büyük ses getiren ve tüm zamanların en popüler Ferrari modellerinden biri haline gelmeyi başarmış bir seriydi. 

FORD THUNDERBİRD: 1953 yılında Chevrolet, Corvette ile “spor otomobil” tanımına yola çıkamıştı. Chevrolet’in en büyük rakibi Ford meydan okumaya hazırdı. 1954 yılında tanıtımı yapılan ve 1955 yılı satışa sunulan 1. jenerasyon Ford Thunderbird, daha çok kişisel kullanıma odaklanan bir spor otomobil olarak geliştirilmişti. Üretimin ilk yılı olan 1955 yılında 16.155 adet Thunderbird üretim hattından çıkmıştı. 

BUICK 1904 yılında otomobil satışlarına başlayan şirketin 37 adet üretilen ilk modelinin adı, Model B’ydi ve bu otomobil, sürücü ve yolcuların konforu düşünülerek tasarlanmıştı. Öyle ki sürücülerin evdeki konforu hissedebileceğini belirtmek amacıyla “tekerlek üstüne yerleştirilmiş kanepe” fikriyle piyasaya sürülmüştü.

LİNCOLN İsmini ABD Başkanı Abraham Lincoln’den alan Lincoln Motor Company, 1917 yılında, Cadillac’ın da kurucusu olan Henry Leland tarafından kuruldu. Genç şirket henüz 1922 yılına gelindiğinde zor günler yaşamaya başladı ve Ford Motor Company tarafından satın alındı. Lincoln satın alındığı dönem T Model’e odaklanmaya devam eden Ford Motor Company, 1927’nin sonlarında daha konforlu ve daha şık görünen bir otomobil tasarlamaya karar verdi ve piyasaya “bebek Lincoln” olarak bilinen bir otomobil tanıttı; Model A.

MG Müzede modelleri bulunan MG markası; 1952'de The British Motor Corporation Limited olarak Austin ile Morris birleşmesinin ardından, 1967 yılında da BMC'nin bir bölümü haline gelen MG, yaşadığı değişikliklere rağmen tercih edilen bir otomobil olmaya devam etti. 2000 yılında kurulan “MG Rover Grubu”, Çin'in en eski otomobil üreticisi olan Nanjing Automobile Group’un, MG ismini ve markanın üretim tesislerini satın almasıyla ayrıldı. “NAC MG” ismi ile hem Çin'de hem de İngiltere'de üretim çalışmalarına başlayan şirket, 2007'den itibaren diğer Çinli SAIC grubu ile birleşerek üretime devam etti.

DARRIN “Kaiser Darrin”, Howard Darrin tarafından tasarlanan ve Kaiser Motors tarafından üretilen bir Amerikan spor otomobiliydi. Kaiser-Darrin, II. Dünya Savaşı sonrası döneminde ABD'ye ithal edilen ve satılan Avrupa roadsterlarıyla, özellikle Ford Thunderbird ve Chevrolet Corvette ile rekabet etmesi için tasarlanmıştı. Kaiser-Darrin, 90 beygir gücünde 161 inçlik altı silindirli bir motorla çalışan, krom tel jantlar ve geniş lastikleri, fiberglas gövdesi ve ön çamurluk içerisine giden raylarla açılan sürgülü kapıları ile dikkat çekmiş ve bu özelliklere sahip ilk Amerikan otomobili olmuştu.

TRİUMMH: Triumph TR6 nispeten kısa bir süre üretimde kaldı, ancak şirketin en popüler ve tanınan otomobillerden biri haline geldi. TR6 satışlarının çoğu ABD'de gerçekleşti - üretilen 94.619 modelin 86.249'u ihraç edildi ve İngiltere'de sadece 8.370 adet TR6 satıldı.

HARLEY DAVİDSON: 1901 yılında Milwaukee, Wisconsin’de 21 yaşında genç bir girişimci olan William S. Harley motosiklet üretme sevdasına kapılanlar arasındaydı. Yaptığı tasarımı çocukluk arkadaşı Arthur Davidson’a göstermiş, ikili bu yeni motoru geliştirmek için birlikte çalışmaya karar vermişlerdi. Yaklaşık iki yıllık çalışmanın ardından, 1903’te ilk motosikletlerini tamamlamış ve yine aynı yıl ufak bir kulübede Harley-Davidson Motor Company’nin ilk temellerini atmışlardı. Kısa sürede güçlü motorlar üreten bir marka haline geldiler.

RENAULT : Louis Renault’un 1898 yılında ürettiği ilk otomobilden bugüne Renault, dünyanın sayılı markaları arasında olmaya devam ediyor. 20. yüzyılın başlarında, Paris’te açılan garaj bir fabrikaya dönüşmüş, 110 çalışanı ile birlikte Renault, üretimine hız kesmeden devam etmişti. 1914’te “Societe des Automobiles Renault” 4.400 çalışanı ile bir sanayi devi olmuştur. 

STUTZ: Bugün devamı bulunmayan markalardan biri olan Stutz 1987 yılında, Bearcat II olarak adlandırılan tamamen yeni bir Bearcat “cabrio” versiyonu tanıttı. Bu modelden 1987 ve 1995 yılları arasında sadece 12 adet üretilmişti. Üretilen toplamda 12 Bearcat II’nin ilk sahipleri arasında, otomobilden iki adet satın alan Brunei Sultanı da bulunmaktaydı. İç kısımda 24 ayar altın kaplama, direksiyon simidi içerisinde altın tozu, döşemeleri kuş gözü akçaağaç veya ceviz ve sekoya ağacından yapılmış, arka koltukta bir çakmaklık ve bir likör kabini bulunmaktaydı.

BATMOBİL: Ford bünyesinde yer alan Lincoln, konsept otomobilin üretim çalışmalarına 1952 yılında başlamıştı. Üretim maliyeti 250 bin dolar olan Futura, Ekim 1965'te ünlü çizgi roman serisi Batman'in TV uyarlamasında Batmobile olarak kullanılmak üzere modifiye edilmişti. George Barris'in imzasını taşıyan dönüşüm yaklaşık 30 bin dolar tutmuş ve 3 hafta kadar sürmüştü. 1966'da ekranlarda izleyici karşısına çıkan Batmobile, 14 Mart 1968'e kadar seride rol almayı sürdürmüştü. Batman ve Robin'in otomobilini tasarlayan Barris'in 1.00 dolar karşılığında 21 Aralık 1965'te satın aldığı konsept 19 Ocak 2013'te Barrett-Jackson'ın düzenlediği açık artırmada 4.2 milyon dolar karşılığında Rick Champagne satıldıktan sonra 2016'da Dave Anderson'ın eline geçmişti. Müzede bulunan Batmobile, bugüne kadar üretilmiş sayılı replikalardan biridir. 

Müzede yer alan Batcycle ise 1966 “Batman: The Movie” filminde kullanın orijinal motosiklettir.

FORD T : 1896 yılında “Quadricycle” adlı ilk otomobilini üreterek Detroit sokaklarında kullanan Henry Ford, 1907 yılına kadar 14,887 otomobil üretmişti. 1908 yılında, son olarak ürettiği K, N, R ve S modellerine son verip, geniş̧ kitlelere hizmet verecek, bireysel kullanıma elverişli ve maliyeti düşük tutularak herkesin sahip olabileceği bir halk otomobili üretmek fikri ile Ford Model T’nin üretimine başlamıştı ve ilk üretilen serinin fiyatı oldukça düşük tutulmuştu. Bunun sebebi, Model T için bir montaj hattı kurulması ve sonucunda Model T’nin, dünyanın ilk seri üretim otomobili olmuş olmasıydı. 

PORSCHE 356: Porsche’nin kendi adını taşıyan ilk spor otomobil 1948 yılında piyasaya sürülen Roadster 356 arkaya monte edilmiş bir Beetle motoru ile tasarlanan ve sadece 40 beygir gücüne sahip bir otomobildir. 1956 yılında şirketin 25. kuruluş yıldönümü kutlanırken on bininci Porsche 356 üretimi gerçekleştirilmiş, bu sırada üretilen “550 A Spyder” modeli, Targa Florio yarışında tüm klasmanlarda birinci olarak kalitesini tescillemiştir. 1963 yılında Almanya’da ilki üretilen 911 serisinin ilk modelini piyasaya sürmüştür. Arkadan itişli ve 6 silindirli olan bu model yarışlarda büyük başarılara imza atmış, ilk jenerasyonundan itibaren sürekli modifiye edilen bu otomobiller, her zaman pist yarışları ve ralli yarışları organizasyonu içerisinde bulunmuştur.

LAGONDA: Lagonda, 1906 yılında kurulmuş İngiliz otomobil firmasıydı. Zorluklarla geçen üretim serüveninden sonra kaderi, 1947 yılında David Brown’ın firmayı satın almasıyla değişti. Aston Martin bünyesine katılan markayı bir sürpriz daha bekliyordu; 1974 yılında piyasaya sürülen 4 kapılı lüks modele “Lagonda” ismi verilmişti. Model, 1974 ile 1990 yılları arasında iki farklı versiyonla, 645 adet üretildi. 2010’lu yıllarda model yeniden canlandı.