Kuyumcuların 19 yıllık hayali: Altın Muhasebesi
2004 yılından beri kuyumcularda da uygulanan ‘Enflasyon Muhasebesi’ deyim yerindeyse kuyumcuların elini kolunu bağlamış. Hareket kabiliyetlerini sınırlandırdığı gibi sektör firmalarının büyümesi, kurumsallaşması ve markalaşmasının de önüne set çekiyor.
ÇAĞLAR DOĞU
Türkiye’de dünya liginde zirveye oynayan kaç meslek grubu var? diye sorulsa cevabı; ‘Bir elin parmaklarını bile geçmez’ olur. Anadolu’da 6-7 bin yıllık kadim bir mirasın üzerinden yükselen Türk kuyumculuk sektörü, bugün 160’ı aşkın ülkeye bu toprakların en yüksek katma değere sahip ürünlerini ihraç ediyor. Dünyada altın takı kategorisinde rakipleriyle boy ölçüşen, zirvenin ilk basamaklarını zorlayan kuyumcu firmaları, son dönemde başarı hanelerine pırlantalı, taşlı mücevherler ve montür grubunu da eklemiş durumda. 250 bin kişiye istihdam sağlayan kuyumcu firmalarının sadece 2022 yılı doğrudan ihracatı, 5 milyar 855 milyon dolar. Kuşkusuz, bu rakama Dahilde İşleme Rejimi (DİR) ile gelen altınlar, turistlere yapılan satışlar ve iç piyasayı da ekleyince karşımıza 20 milyar dolarlık devasa bir sektör çıkıyor.
6 bini üretici firma olmak üzere 40 bin işletmeden oluşan kuyumcular için aynayı iç piyasaya çevirdiğimizde ise yasal anlamda çok önemli bir zorlukla karşılaşıyoruz. 2004 yılından beri kuyumcularda da uygulanan ‘Enflasyon Muhasebesi’ deyim yerindeyse kuyumcuların elini kolunu bağlamış. Hareket kabiliyetlerini sınırlandırdığı gibi sektör firmalarının büyümesi, kurumsallaşması ve markalaşmasının de önüne set çekiyor. Sektörün temsil kurumları kuyumcu oda ve dernekleri, birlikler ve kuyumcu komiteleri, 19 yıldır bu vergisel sistemin değişmesi için Ankara’yı ikna etmeye çalışıyor. Türkiye gibi enflasyonla başı her zaman belada olan bir ülkede ‘Enflasyon Muhasebesi’ uygulanınca özellikle hammadde fiyatları dünya piyasalarında belirlenen kuyumcular için işleri daha da karmaşık hale geliyor. Birçok firma, bu muhasebe sistemi nedeniyle oluşabilecek astronomik vergi yükü nedeniyle bilançosunu tam olarak gösteremiyor, dükkanını kapatmak istese bile önüne çıkabilecek fatura nedeniyle bunu yapamıyor. Buna paralel olarak firmalar, bilanço ve stoklarını gerçek anlamda gösteremediği için altın kredisi almakta da zorlanıyor.
Arzu ederseniz konuyu daha anlaşılır kılmak için biraz daha detaylandıralım. 2021 yılı sonunda altının gramı 781 TL’ydi, bugün ise 1.250 TL. Maliye, ‘Enflasyon Muhasebe’ gereğince altın fiyatlarındaki artışta kuyumculardan vergi istiyor. Böylece, kuyumcu firmaları, yıl sonunda arada oluşan altın fiyat farkından dolayı gelir vergisi ödemek zorunda kalıyor. Halbuki kuyumcuların kazancı sadece ürünlerin üzerindeki işçilik payı ile sınırlıdır. Yılbaşında 11 kg altını varsa yıl sonunda eğer bunu 12 kg’ya çıkarabildiyse kâr miktarı o 1 kg’dır.
İşin çözümü var mı?
2003 yılında bu konuya zaten bir çözüm getirilmiş; ancak ne yazık ki 2004 yılında bundan vazgeçilmiş. Altın Esaslı Muhasebe’yle ilgili 2003 yılında yürürlüğe giren 4842 Sayılı Kanun ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 38’inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenerek çözüm getirilmişti.“Sürekli olarak işlenmiş altın alım-satımı ve imali ile iştigal eden mükellefler, altın satış tarihindeki İstanbul Altın Borsasında oluşan has altın değeri ile satılan mamulün has altın maliyet bedeli arasında oluşan farkı, maliyet bedeline ilave ederler. Söz konusu fark, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında izlenir. Bu fon, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulur. Bu mükelleflerin kullandıkları yabancı kaynaklara ait gider ve maliyet unsurlarının sadece ilgili dönemde ayrılan fonu aşan kısmı gider kabul edilir.” Ancak, 01.01.2004 tarihinden itibaren enflasyon düzeltmesi uygulamasının getirilmesi nedeniyle söz konusu hüküm yürürlükten kaldırılmış. 2003 yılında çıkarılan yasal düzenleme ile Altın Esaslı Muhasebe uygulamasının önü açılmış oldu. Söz konusu düzenleme baz alınarak Altın Muhasebesi uygulamasını yeniden başlatmak mümkün.
Sektörün temsil kurumlarının yöneticileri, Altın Muhasebesi ile ilgili taleplerini bugüne kadar Hazine ve Maliye Bakanı, Ticaret Bakanı, Gelir İdaresi Başkanı, devletin ilgili birimleri ve muhalefet partilerine birçok kez iletti ve destek aldı. Ancak, kuyumculuk sektörünün tüm paydaşlarının çıkmasını merakla beklediği düzenleme, bir türlü hayata geçmedi. Sektörün beklentisi, bu yılın ilk aylarında Altın Esaslı Muhasebe ile ilgili düzenlemenin Meclis’ten geçmesiydi; ancak Ankara’dan beklenen müjdeli haber bir türlü gelmedi. Düzenleme geldiği an bilinmeli ki Altın Muhasebesi düzenlemesi sektörde yeni bir sayfayı açacak ve bayram havası yaşatacak.