Cumhuriyet'in ilk yüzyılına farklı bir bakış!

Kemal Karpat imzalı “Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı” kronolojik bir tarih aktarımı değil 100 yıl içinde yaşananların akademik disiplinden kopmadan bir yorumu ve okuması. Karpat, Cumhuriyet'in ilk yüzyılına sadece tarih değil, siyaset bilimi, sosyoloji, uluslararası ilişkiler ve kültür pencerelerinden bakıyor.

Cumhuriyet'in ilk yüzyılına farklı bir bakış!

MURAT CEM

"Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı"nın yazarı eğer yaşıyor olsaydı  tıpkı Cumhuriyet gibi 100’üncü yaşını kutlayacaktık. Dört yıl önce 95 yaşında kaybettiğimiz tarihçi Prof. Dr. Kemal Karpat, yirmiden fazla dilde yayınlanan eserleri ve yetiştirdiği talebelerle dünya çapında bir tarihçiydi. Aynı zamanda Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sosyal bilimcilerdendi. Kemal Karpat’ı birçok tarihçiden farklı kılan en belirgin özelliği “laiklik-modernizm-İslam” ve “Türk Devletleri” gibi başlıklar altında sıralanabilecek özgün çalışmaları değil, yaşananı sürekli takip etmesi, yerleşik, resmi ya da sivil kalıpları tekrar tekrar sorgulamasıydı. Hayatı boyunca hep ‘aktüel’in içinde olan Karpat, Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen politikacı ve devlet adamlarıyla, sanatçılarıyla, yazarlarıyla da yakın ilişkiler kurmuştu.

Çalışmaları için Anadolu’yu köy köy gezmiş, Türki cumhuriyetleri ve Ortadoğu’yu sadece arşivlerden değil sahada, yerinde incelemişti. Hocanın tarihçiliğini farklı kılan bir diğer husus da edebiyat, sosyoloji ve siyasal bilimler gibi farklı disiplinlerden istifade etmesi ve önemli araştırmalara imza atmış olmasıydı.

Böyle bir entelektüel birikimin ürünü bu kitap: “Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı”. Kronolojik bir tarih aktarımı değil 100 yıl içinde yaşananların akademik disiplinden kopmadan bir yorumu ve okuması.

Kitapta Cumhuriyet’in kritik anlarını, dönüm noktalarını Kemal Karpat’ın kaleminden okuyoruz. Hoca Cumhuriyet’in kuruluşunu da –hatta daha öncesini de dâhil ederek-çalışmış, seçimleri, darbeleri de; Soğuk Savaş iklimi de ilgi alanında, Kıbrıs sorunu da; Ortadoğu’yu da incelemiş, köklerinin olduğu Balkanlar’ı, Orta Asya’yı da...

Öğrencisi Kaan Durukan tarafından seçilen makalerin en erken tarihlisi 1960 basımı, en geç tarihli metin ise 2005 yılına ait. 

Kemal Karpat kitapta Cumhuriyet'in temellerinin Osmanlı zamanında atıldığına dikkat çekiyor: "Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen reformların çoğu daha on dokuzuncu yüzyılın sonunda teklif edilmiş, 1908-1918 döneminde geliştirilmiş ve kısmen uygulamaya konmuştu... 1920-1930 döneminde Türkiye’de yaşanan siyasal gelişmeleri izlenimci bir gözle değerlendiren biri, bunları anıtsal gelişmeler olarak görecektir. Gelişmenin düzeyi siya­sal kurumlardaki değişime göre değerlendirilirse bunlar gerçekten de anıtsaldır. Ancak yapısal farklılaşma ve sosyal grupların eylemi açısından bir değerlendirme yapıldığında, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı ve 1908-1930 dönemi, yeni bir gelişme aşamasından çok III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinde başlayan gelişme sürecinin bir sonucu olarak görünecektir."

“Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı”nin ilk sayfalarında Osmanlı'dan Cumhuriyet'e modernleşme sürecinin tarihsel aşamaları ortaya konuyor. Makale başlıkları bir kronolojiyle gidiyor: Cumhuriyet Halk Partisi (1923-1945), Türkiye'nin İç Politikası (1945-1985), 1957 Seçimleri, 1960 Darbesi'nin Toplumsal Arka Planı, Türkiye'de Ordu ve Siyaset (1960-1964), Sosyalizm ve İşçi Partisi, Türk Solu, Halkevleri, Türkiye-Sovyet İlişkileri.. Kitabın ilerleyen sayfalarında Türkiye'nin Kıbrıs, Ortadoğu, Orta Asya, Balkanlar politikaları ele alınıyor. Türkiye'nin günümüzdeki ideolojik durumu ve AKP iktidarı da kitabın son bölümünde inceleniyor. 

“Cumhuriyet'in İlk Yüzyılı”nın en dikkat çeken makalelerinden ikisi de Çağdaş Türk Edebiyatı ile ilgili incelemeler. Hoca'ya göre "Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihiyle çağdaş Türk edebiyatının tarihi birbiriyle yakından ilişkilidir. Aslına bakılırsa, Cumhuriyet, Türk kültürünü yeniden yoğurmaya giriştiğinde bireyi ve sosyal düşünceyi kendi kalıpları doğrultusunda şekillendirmenin temel aracı olarak edebiyatı seçti." Karpat, bu minvalde Türk edebiyatı örneklerinden bir tarih okumasına girişiyor. Adeta bir edebiyat araştırmacısı gibi davranıyor. 

Edebiyattan bahisle burada Hoca’ya bir parantez açabiliriz. Kemal Karpat dünya çapında bir tarihçi olsa da “edebiyatçı olamamak” içinde bir ukde olarak kalmıştır. Bunu her defasında dile getirdi Karpat. Dağı Delen Irmak (Söyleşen: Emin Tanrıyar) isimli nehir söyleşi kitabında kendisine yöneltilen “Son bir soruyla vedalaşalım: Hayatta ‘şunu da yapsaydım keşke, keşke bunu da yapmış olsaydım’ dediğiniz, içinizde ukde olarak kalmış bir şey yok mu hiç?” sorusuna şu cevabı veriyordu: “En büyük isteğim edebiyatçı olmaktı ve kendimi aslında “edebiyatçı olmak için yetiştirmiştim. En büyük üzüntüm budur.”

Son söz olarak Kemal Karpat'ın çok yönlülüğü, farklı alanlardaki bilgisi ve birikimi kitabı değerli kılıyor. Kemal Karpat cumhuriyetin ilk yüzyılına sadece tarih değil, siyaset bilimi, sosyoloji, uluslararası ilişkiler ve kültür pencerelerinden bakıyor.

Cumhuriyet’in İlk Yüzyılı

Kemal Karpat

Timaş Yayınları

528 sayfa